Dip Dalga

Bilgelik derinlerde saklı olanı görmektir. En koyu karanlıkta, çapraşık, anlaşılması zor olanı kavramak, olayların olguların dış yüzeyinden ziyade içte olanı, dipsiz olanı görmektir. Toplum söz konusu olduğunda insan denizinin en kuytu köşelerinde olup biteni hissetmek oradan gelen dalgalara kendini açmak, titreşimleri algılamaktır bilgelik.

Zira en dipte olan anlaşılması en zor olandır. Görülmesi ve duyulması imkânsızdır dipte olanın. Bununla birlikte en şiddetli sarsıntılar burada yaşanır. En koyu, en ağır fikirler burada filizlenir. İçe işleyen duygular titreşimlerle, etkileşimlerle dalga dalga yayılır topluma. Bir süre sonra bu titreşimler daha da büyür yüzeyde ne varsa her şeyi ele geçirir. Bütün engelleri aşar hükmünü icra eder. Topluma egemen olur. Bu bir dönüşüm ve çevrimdir. Dipte/altta olanın üste çıkması ve her şeye mührünü vurmasıdır. Günler böylece alt ve üst oluşlarla akar gider. Tarih, bir nevi alt ve üst oluşlar tarihidir.

Dipte olanlar güvendedir. Kaybedecek hiç bir şeyleri kalmamıştır. Hakikati iliklerine kadar yaşayarak idrak etmişlerdir. Bastıkları zemin sağlamdır. Yüzeyde olanlar gibi ayakları zeminden yoksun değildir. Zemin onları güçlü kılar. Dip temeldir. Temel onları diri ve sağlam bir güvenlik anlayışıyla kuşatır.

Temelde ezilmişlikler, horlanmışlıklar, itilmişlikler vardır… En dipte, ayrımcılığa uğrayanlar, dışlananlar, sömürülenler…

Görülmeyenlerin, sesi soluğu duyulmayanların ağıtları, acıları…

Yok sayılanların kinleri, nefretleri, hınçları…

Zulme uğrayanların göz yaşları, ahları…

Dumura uğramışların hayalleri, umutları…

Az gelişmişlerin, piyasa dışı kalmışların gayretleri, aşkları vardır.

Temeli bir direk gibi yükselten, ona metanetini, karakter kuvvetini veren tüm bu unsurlar onun bel kemiğini, omurgasını oluşturur. Dolayısıyla dipte olanlar sağlam bir kaide üzerinde devingen bir ruh, ve sahici bir özle varoluşun hamurunda, çamurunda kavrularak pişerler. Böylece hiç bir acı, bir daha onları yakamaz, yıkamaz…

Dipte olanın varlığı, orada olup biten hiçbir şey, yüzeyde olan ve yüzeysel yaşayan toplum tarafından ilkin kavranmaz, anlaşılmaz. Ne var ki toplumun kalbi burada atar. Zamanla kalp atışı gibi hissedilir toplum tarafından ancak yine de görmezden gelinir. İleride toprağın derinliklerinde çekirdeğin devinip patlaması gibi dipte oluşan dalga topluma yavaş yavaş yayılır ve onu aniden kuşatıverir.

Dip dalga yüzeyde hiçbir şey bırakmaz. Temelsiz ne varsa her şeyi yutar…

Onunla zulüm gemileri batar… Saraylar, hanlar hamamlar devrilir…

Dip dalga her şeyi alt üst eder… Hesaplar alt üst olur…

Dip dalga nihai gerçeğe, yaratılışın saf sırrına, esasına dayanır. Dip dalga nihai mührünü vurur…


GİT...

 

Kayırmacılığını al git

Ekürünü al git

Kılanını al git

Sürünü al git

 

Timsah göz yaşlarını al git

Riyakarlığını al git

Terbiyeli şeytanlığını

Kibar hilekarlığını al git

Maskeli yüzünü

Sinsiliğini al git

Güç şehvetini

Yönetim hırsını al git

Dediğim dedik çaldığım düdük

Öttürdüğün düdüğü al git

Kibrini

Narsizmini al git

Üzerinde yükseldiğin omuzları

Bindiğin dalları al git

Saklanmanı, gizlenmeni

Yüze gülmeni

Arkadan iş çevirmeni al git

Çevirdiğin gizli dümenleri

Fırıldakları al git

Arkasına saklandığın

Veli, öğrenci, öğretmen

Yalan, hile, dolan

Ne varsa hepsini al git

Üstü kapalı tehditlerini al git

Uzattığın havuçlarını

Oltalarını, yemlerini al git

Yalancı ışığını, parıltını

İmajını, şovunu al git

 

Hırslarını al git

Egonu al git

 

Yaydığın pisliği al git

Fitneni fesadını al git

Defol git...

DİRİLİŞ



Diriliş ahlakı, arslan ahlaklı olmak girişimi ve çalışmasıdır. İddiasız, sessiz, fakat eseri ve etkisiyle aslanlaşmak. Diriliş yolu, yordamı, yöntemi ve ahlakı budur.

OK



Hedefe teslim olan, fakat yoluna çıkan her aykırı çağrıyı delip geçen ok. Dışa, yabana karşı tam özgürlük ve bağımsızlık, öze doğru teslim oluş üslübunu kişiselleştirmektedir bu hedefe gidişte.

ZİRVE




Sanat eseri, zirvelere uçurum taşır. Bu yüz­den de, insan, çoğu kez tam zirvede, bir krater ağzına rastlar ve onun büyüsüne kapılarak başı dönmüş bir vaziyette karanlığın kuyusuna yuvarlanır.

GÖZLER



Gözler kalbin casusudur. Kalbi çoğu zaman meşgul ederek asli işinden koparabilir...

YAVAŞLIK



İbadet hayatı yavaşlatmanın çok doğal bir biçimidir...
yapılması gereken ruhumuzu ön plana çıkararak, bir zamansızlık algısı oluşturarak yaşadığımız ana odaklanmaktır, “ibnü’l-vakit” (zamanın oğlu) olmaktır. Aylaklık etmeye, kendimizi dinlemeye, sevdiklerimizle olmaya muhakkak zamanlar oluşturmaktır...

TIRMANMA



Bir dağa, ne kadar büyük olduğunuzu ka­nıtlamak için tırmanıyorsanız, hemen hemen hiçbir zaman sağlayamazsınız bunu. Tırmansanız bile içi boş bir zafer olur bu. Sonunda kendini yü­celtmeyi amaç edinen her çaba felaketle sonlanmaya yazgılıdır.

KAHRAMAN



günümüz insanının damarlarındaki kahramanlık eğilimini bilim, bilimsel gelişmeler ve teknolojik imkanlar emip boşaltmıştır; ya da yaşamın karşısında kahramanca bir duruş sergileyerek kendini kitle adına feda etmenin yüce erdem ve anlamı modern insanın “sağırlığı”, “körlüğü”, “kayıtsızlığı” ve “kendine dönüklüğü” yüzünden artık yitmiştir.

SADELİK



İradî basitlik akımı, hayatlarını kendi kararlarıyla basitleştiren, sadeleştiren insanların uyguladığı bir akım. Bu insanlar hayatlarındaki fazlalıklardan uzaklaşmış, böylelikle bu fazlalıkları edinebilmek için mecbur oldukları iş gücünden de arınmış bir hayat yaşıyorlar. Aslında hepimizin böyle bir yaşam tarzı benimsemeye, ihtiyacımız olmayan her türlü fazlalıktan arınmaya ihtiyacı var...